Yaşı
fark etmiyor çocuğunuzun, bir öfke, bir şiddet, bir kızgınlık!
Çocukta şiddet
davranışı ortaya çıkmasın diye neler yapabilirsiniz?
Baba,
anneye bağırıyorsa; anne, köşelerde ağlıyorsa?
Anne,
çocuğuna kızıyorsa; hızını alamayıp dövüyorsa?
Mağazalara
girildiğinde, istekleri yerine getirilmeyen çocuk, rezalet çıkmasın adı altında
eninde sonunda amacına ulaşıyorsa?
Evde
izlenen filmlerde, sorun çözme yöntemi olarak hep şiddet gözlemleniyorsa?
En
doğal davranışlar, öfkeyle karşılanıp, üzerine şiddete maruz kalıyorsa?Yere
düşen bez parçası "Allah kahretsin yaa, ne düşüp duruyorsun?"
gibi ilginç ifadelerle tekmelenerek ayakla yerden alınmaya
çalışılıyorsa?Temizlenen evin doğal yollardan yeniden kirlenmesinin bedeli,
çocuğun darp görmesi olarak kendisine dönüyorsa?
İki
kardeş kavga ederken, onları ayırmanın yegane yolu her ikisine de
şiddet uygulayıp, ağır hakaretlerle odaya kilitlemek oluyorsa?
Aşılabilir
en ufak zorluklarda, yetişkinlerin asılan suratları, ağızlarından çıkan çirkin
sözler, gözlerinden fırlayan şimşek bakışlar çevreyi kuşatıyorsa?
Nereden
öğrenecek bu çocuk şiddetten uzak yaşamayı..?
Anne-babanın
arasında güven sevgi dolu bir yaşantı olmalı ki çocuk önce ailede görsün sevgi
dilini. Merhameti, güler yüzü, birbirine bakarak mutlu olmanın ne demek
olduğunu. Kırılan ümitlerin, olası sorunların çözüm noktası olmalıdır
"ilişki"nin kendisi.
"Hayat
bu! Her türlü zorluğu olacak illa ki, ama biz el ele verirsek hepsinin
üstesinden geliriz." anlamına gelen
davranışlar hakimse evinizde, çocuğunuzun şiddete başvurmasına fırsat
olmaz.
Anne
baba arasında sevgi olmayabilir. Günümüz aile yapısında çok karşılaşıyorum ben.
Sizler de bilirsiniz, hatta belki en yakınlarınızda ki insanlarda vardır,
şahitsiniz. Evli kişiler birbirini sevmiyor. Sevdiğini zannediyor; ama bence
yeterince sevmiyor. Hatta çoğu evli çift, birbirine soğuk ve uzak olduğunu
kabul ederek aynı evde yaşıyor.
Çiftlerin
uzak ve yabancı olmaları ayrı bir sorun o konuya hiç girmeyeyim, bir de
cahillerse işler fena. Çünkü sevgi olmasa bile davranış kontrolünün olduğu,
kadın ve erkeğin birbirine ortalama normal davranışlar sergilediği ailede
büyüyen çocuk şiddete başvurmaz.
Bunun
tam tersi aileler de var. Güya kadın ve erkek birbirini çok seviyor,
inanılmaz aşık, ama sürekli kavga ediyor. Haftanın belirli günlerinde
kavga etmek, hiçbir şey yok gibi tekrar barışmak onlar için nefes almak gibi
doğal hale gelmiş sayılıyor. Bu tip ailelerde de çocuk dengesizleşir tahmin
edeceğiniz gibi.
Şiddetin
az olması ve öfkenin çocuğunuz için tek yol olmaması için ilk kural; evde
birbirinize olan davranışlarınız ve çocuğunuza karşı geliştirdiğiniz
davranışlarınızın tutarlı olması.
İki
gün moralim iyi, keyfim yerinde çocuğa tahammüllü davranıyorum; üç gün sonra
stresliyim ve hırsımı çocuktan çıkarıyorum tarzındaki dengesiz davranışlar,
evladınızın kafasını karıştırır. Olaylara ve sosyal yaşam kurallarına göre
değil, sizin mevsimler gibi değişip duran dengesiz ruh halinize göre davranmaya
çalışır. Yani dengesizleşir!
Çocuğun
sakin ve huzurlu olabilmesi, şiddete başvurmaması için evde ılıman bir iklimin
olması gerekir. Baştan da söylediğim gibi hayat bu, illaki olumsuz dönemlerden
geçeriz. Hatta bu olumsuz dönemler, aile birbirine doğru şekilde
tutunuyorsa, el ele verirlerse zorlukların üstesinden nasıl
gelinebileceği hakkında yaşamsal tecrübe olur. Çocuk görerek
öğrenir. Nerde nasıl davranılacağı hakkında pratik edinmiş olur. Demek ki
kötü hayat yok, dengesiz davranışlarımızla kötüleştirdiğimiz yaşamlar var.
Çocuk,
şartlar ne olursa olsun kendilerini güvende hissetmek ister. Kendisini
güvende hissedebilmesi ve diğerlerine güvenebilmesi için, her çocuğun
anne-babasıyla ya da bir yetişkinle güçlü , sevecen bir ilişki, bir
"bağ" kurabilmesi gerekir.
Psikolojik
destek çalışması yaparken en çok buna dikkat ediyorum. Yani şiddet ve öfke
sorunuyla getirilen çocukla mutlaka karşılıklı güven ve sevgi odaklı bir ilişki
kurmaya çalışıyorum. Bazen öyle oluyor ki ilk bir kaç seansı sırf onun güvenini
kazanacağım, benimle senkronize olabileceği ortama çeviriyorum. Onunla oyunlar
oynuyorum, yaşına uygun sohbetler yapıyorum. Seansta birlikte eğleniyoruz.
Ondan çok ben keyif almaya çalışıyorum ki; benim huzurlu ve mutlu halim onu
kuşatsın. Kendisini, yanımda güvende hissetsin. Odadaki bu abla onu seviyor,
onu anlıyor, onun elinden tutacak, bilsin!
Kendisine
sevgi ve ilgi gösteren bir yetişkinle böyle bir bağ kuramayan çocuğun,
düşmanlık duyguları içinde gelişmesi ve "sorunlu" bir genç olma
ihtimali kaçınılmazdır. Bebekliğinden itibaren sağlıklı ilişki
kurulmuş çocukların, yetişkin hayatlarında sorunlu/problemli kişi olma
ihtimalleri çok düşüktür.
Sevgiyle kalın...